Çevreye yasak olduğu için değil, yaşadığımız alan olduğu için zarar vermemeliyiz. Çevre bilinci oluşturulması bakımından öncelikle çevre sorunları ortaya konur. Bu sorunların önlenmesi için nelerin yapılması gerektiği belirlenir. Sonraki aşamada ise görev paylaşımı yapılır. Görev paylaşımında aileden eğitimcilere, belediyelerden ülke yönetimine kadar her kesimin yükümlülükleri belirlenir. Bireylerin, tek tek ve örgütlü bir şekilde sorumluluklarını bilmeleri, ona göre davranmaları sağlanır. Bu konuda en önemli ve çözümleyici tavır, gelecekte yaşanabilir bir dünyayı hedef almaktır.
Dünyamız bizim için değerli. Bizim yaşam kaynağımız, evimiz, aslında her şeyimiz o. Fakat biz ona onun bize gösterdiği cömertliği, sevgiyi ve saygıyı göstermiyoruz. Bilinçlenmek için çaba harcamıyoruz. Gidilmesi gereken yolda ilerlemek yerine tam tersini yapıp başımıza üstesinden gelemeyeceğimiz dertler açıyoruz.
Birey olarak, toplum olarak ulaşmamız gereken nokta sürdürülebilir bir yaşam, sürdürülebilir bir çevre olmalı. Bunun için önce çocuklardan başlayarak onları çevre bilincine sahip bireyler olarak yetiştirmemiz gerekiyor. Çocuklar rol model aldıkları anne ve babalarının yaptıkları davranışları dikkatlice gözlemler ve pek çoğunu da taklit ederler. Yani onları doğayı korumanın önemi konusunda uyarmaktansa çevreye değer veren, bunu her daim gösteren anne babalar olmak çok daha etkili. Evdeki gereksiz lambaları söndürmek, diş fırçalarken çeşmeyi kapatmak gibi çok basit görünen ayrıntılar bile çocuklarda çevre bilinci oluşturmak için büyük önem taşıyor.
Dört duvar arasında, sokağa çıkmadan, park ve bahçelerde koşup oynamadan büyüyen çocukların çevreye duyarlı olmaları da zor. Çocukların doğayla tanışmaları, çevrelerinde gerçekleşen olayları bizzat gözlemlemeleri gerekiyor. Sahile gitmek, yürüyüş yapmak, bisiklete binmek, ağaç dikmek gibi eylemler çevre bilinci kazanmalarına yardım ediyor. Çünkü küçük çocuklar ancak bu şekilde sadece insanların değil toprağın, havanın, suyun, hayvanların ve ağaçların da çok değerli varlıklar olduklarını algılayabilirler.
Geri dönüşüm, geri kazanım ve yeniden kullanıma önem vermeliyiz. Enerji ve su dikkatli kullanmalı ve gerekirse tasarruf yapmaya dikkat etmeliyiz. Aşırı tüketimden kaçınmalıyız ve doğal malzemelerden yapılmış ürünleri tercih etmeliyiz Ve en önemlisi sahip olduğumuz bilinci başkalarına da aşılamalıyız. Ağaç yaşken eğilir sözünü bizlerde çocuklarımız için uygulamalı ve onları daha küçükken çevre bilincine sahip bireyler olarak yetiştirmeliyiz.