Paris Anlaşması'nda Türkiye Beklemede

2015 senesinde kabul edilen ve küresel ısınma ile mücadele konusunu içeren Paris Anlaşması; kabulün ardından her bir katılımcı ülke parlamentosundan geçmesi gerekiyordu. Bu anlaşmayı parlamentodan geçirmeyen 28 ülke bulunurken, parlamento onayı vermeyen ülkelerden biri de Türkiye oldu. ABD’nin, Paris iklim değişikliği anlaşmasından vazgeçme kararı, Türkiye’nin anlaşmayı onaylama konusunda daha az eğilimli olduğu anlamına geldi, ABD’nin harekete geçmesi, gelişmekte olan ülkelere verilecek tazminatın tehlikeye girmesine neden oluyor. Erdoğan, dünyadaki lider ekonomilerin liderlerinin geçtiğimiz ay yaptığı anlaşmadan çekildiğini duyurduktan sonra ABD Başkanı Donald Trump ile iklim politikası konusunda ABD’nin G20 zirvesinde konuştu. Erdoğan, Türkiye’nin anlaşmayı imzalaması üzerine, Fransa’nın Türkiye’nin uygunluk maliyetlerinin bir kısmının telafisine hak kazanacağına söz verdiğini söyledi.

Paris İklim Anlaşması’nın asıl amacının, ABD ve diğer daha varlıklı ülkelerden para almak için tek yol olduğu düşüncesi ön plana çıkarılırken, ABD’nin anlaşmadan çekildiğine göre, mali yardımların beklenmesi için bir sebep kalmadığı yönünde görüşler oluştu. Paris İklim Anlaşması’nın tüm yapısının, gerçek iklim (yani hava durumu) ve ekonomik servet dağılımı ile ilgili konularla bir ilgisi olmadığı yönündeki düşünce ağır bastı.

Trump’ın Paris anlaşmasından vazgeçme kararında, ABD’nin geri çekilmesinin diğer hak ihlallerinin önünü açabileceği yönünde önemli bir endişe vardı. Rusya, diğer ülkelerin listesinin en üst sıralarında yer alacaktır – Putin, Rusya’nın fosil yakıt rezervlerinin çoğunun toprakta kalmayacağı, onun ve onun için çok büyük bir gelir sağlayamayacağı anlamına gelmezse, anlaşmayı hiç sevmediği anlamına gelmez.

22 Nisan 2016’da Türkiye, Paris İklim Anlaşması’nı, tam olarak gelişmekte olan bir ülke sıfatıyla imzaladığını duyurmuştu. Fakat Paris Anlaşması, bu şekilde belirtilen ekleri referans almadı. Yardım alabilecek ya da yardım yapabilecek ülke seçimini ise “gelişmiş” veya “gelişmekte” olan ülke kavramlarıyla tanımladı. Türkiye de mevcut konumuyla gelişmekte olan bir ülke konumunda olmasına karşın, UNFCCC’ye göre gelişmiş ülke kategorisinde olması nedeniyle Paris Anlaşması’nın belirttiği yardımlardan faydalanamayacaktı. Türkiye ile Paris Anlaşması’na taraf olan ülkeler arasındaki sorunların kaynağı da buradan çıkmaktaydı.