Ozon Tabakasındaki Delik Küçülüyor

Dünyaya UV ışınlarına karşı koruyucu kalkan işlevi gören ozan tabakasındaki dev delik, Antarktika'da bahar mevsimi yaşanırken yılın en büyük seviyesine ulaşıyor. NASA'nın verilerine göre geçen eylülde 19 milyon 600 bin kilometrekareye (ABD'nin yüzölçümünün yaklaşık iki katı) ulaşan delik, eylül ayı ortasından itibaren küçülmeye başladı.

NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi'nden Paul Newman üst atmosferde ortaya çıkan fırtınalı koşulların havayı ısıttığını, bunun da klor ve bromun ozonu eritmesini engellediğini belirtti. Newman ancak bilim insanlarının neden bazı yıllarda daha fazla fırtına meydana geldiğini ve buna bağlı olarak ozon tabakasındaki deliğin diğer yıllara oranla daha küçük olduğunu henüz tam olarak çözemediğini kaydetti. Newman "Delik bu yıl gerçekten daha küçük. Bu iyi bir şey" dedi. Deliğin özellikle Antarktika üzerinde oluşmasının nedeni, kutup bölgelerinde oluşan stratosferik bulutların (PSC) kimyasal tepkimelerin oluşması için uygun bir zemin hazırlamasından kaynaklanıyor. Ozon tabakasındaki incelme, hava sıcaklığının çok düşük olduğu aynı zamanda güneş ışınlarının bulunduğu ortamda ortaya çıkıyor. Bu nedenle ozon deliğinin büyüklüğü Antarktika’da kış aylarında değil, ilkbaharda en büyük boyutlara ulaşıyor.

Antarktika ile benzer koşullara sahip olmasına rağmen, Kuzey Kutup Bölgesi’nde ozon delinmesi meydana gelmez. Bunun nedeni ise kutup bölgelerinde stratosferik bulutların oluşabilmesi için hava sıcaklığının -78 santigrat derecenin altına düşmesi gerektiği ve Kuzey Kutbunda bu değere çok ulaşılamaması. Antarktika’da ise günlük en düşük ortalama sıcaklık -90 santigrat dereceye kadar düşebiliyor.

2015 yılının Eylül ayında yapılan ölçümlerde, ozon tabakasındaki deliğin 2000’dekine kıyasla 4 milyon kilometrekare küçüldüğü kaydedildi.
Bu alanı, 3.287 milyon kilometrekare olan Hindistan’ın yüzölçümüne yakın olarak ifade edebiliriz.
Delikteki küçülmenin hemen hemen yarısının, ozon tabakası tahribatına yol açan kimyasalların kullanımının aşamalı olarak azaltılması sayesinde gerçekleştiği düşünülüyor. 1986 yılında ABD’li bilim insanı Susan Solomon, kloroflorokarbon (CFC) gazlarının ozon tabakasına zarar verdiğini kanıtlamıştı.