İnsan hayatı için vazgeçilmez olan unsurlar hava, su, gıda ve barınmadır. Bu unsurlar iklimin insan hayatı ve sağlığına olan etkilerinin de bağlantı noktalarını oluşturmaktadır. İklim değişikliğini sadece sıcaklık değişimi olarak düşünmek oldukça hafife almak olur. Aynı zamanda kuraklık, sel, şiddetli kasırga, deniz suyu seviyesinde yükselme, buzul erimesi gibi olayların da nedenidir.
Yapılan bir araştırmaya göre, karbondioksit seviyesi yüksek bölgelerde yetişen mahsullerin, diğer bölgelerde yetişenlere göre protein, demir ve çinko değerlerinin yaklaşık %17 daha düşük olduğunu belirtiyor. Aynı araştırmanın bir başka sonucu olarak, bu değerler, 2050’ye kadar yaklaşık 300 milyon insanın çinko ve protein yetersizliği yaşamasına yol açabilir. 1,4 milyar kadın ve çocuk ise demir yetersizliği nedeniyle hastalanabilir. Genetik mühendisleri çeşitli yöntemlerle tarım ürünlerinin genetiğini, değişen iklime hazırlamak için çalışmalar yapıyorlar. Ancak genetik mühendisliğin iklim değişikliklerine karşı çalışmaları beklenen sonuca henüz ulaşılmadı. Bu sebeple mevcut olan üretim sistemini daha verimli hale getirmek de alınacak tedbirlerdendir.
Yetiştirilen tarım ürünleriyle sıcaklık arasında bir korelasyon olduğu bilinmektedir ve 30 derecenin üzerindeki sıcaklıklarda yetişen bitki miktarında ve kalitesinde aşırı düşüş olduğundan, bu duruma kısaca besinler için 30 derece eşiği denir. Kuraklığın yüz yıl içerisinde %14 artışı bekleniyor. Sürekli artan sıcaklıklar neticesinde bir çok tarım alanı zarar görmektedir. Tahminlere göre 2050’lerde kahve, kakao gibi ürünlerin miktarlarında çok büyük düşüş gözlemlenebilir.
İklimin değişmesi ile tarım ürünleri çeşitlerinde ve miktarlarında ciddi azalmalar söz konusudur. Bu sebeple her insan aynı şekilde beslenemez duruma gelecektir. Sadece yaşamını devam ettirebilmek için yemek yiyen ama beslenirken hiç mutlu olmayan fakir insanlar ya da çok zengin olup sofrasında bir çok çeşit bulunan insanlar gibi değişik durumlar oluşacaktır. İklim değişikliği sonucu aynılaşan beslenme menüsü buğday, pirinç, soya fasulyesi, mısır gibi besinlerden oluşacaktır.
Bu sorundan en çok etkilenecek bölgeler arasında dünyanın en yoksul bölgeleri olan Hindistan, Afrika, Orta Doğu ve Güneydoğu Asya yer alıyor. Bu bölgeler, karbon emisyonunun en çok etkilediği buğday ve pirinç gibi tahılları yoğun olarak tüketiyor.