Günümüzde İklim Değişikliği küresel sorunların en başında gelmektedir. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin öncelikle su kaynakları, meteoroloji karakterli afetler, tarım ve gıda güvenliği, sağlık, kara ve deniz ekosistemleri ile kıyı bölgeleri üzerine olacağı öngörülmektedir. Çeşitli dönemlerde farklı farklı nedenlerden ötürü iklimde değişimler yaşanmıştır. Doğanın kendi kendine olan değişimi, oldukça yavaş ve canlıların buna adapte olabileceği şekilde gerçekleşmektedir. Yani doğal bir afetin olmaması durumunda herhangi bir bozulma söz konusu olmayacaktır.
Tüm iklim bilimciler, dünya üzerinde hızlı ve olumsuz yönde bir değişim olduğunu kabul etmektedir. İklim değişikliği ve etkileri, uzmanlar tarafından ele alınmaktadır. Bu durumun nedenleri ve sonuçları tartışılmakta, ne derece önüne geçilebileceği konuşmaktadır. İnsanların bu doğal dengenin bozulmasına devam etmesi halinde; bu iklim değişikliklerinin sonucunun oldukça yıkıcı olacağı düşünülmektedir. Doğanın tahrip edilmiş olması, bundan sonrasında yaşanan bu durumun önüne geçilemeyeceği anlamına gelmemektedir. Bu olumsuz etkinin devam etmesi halinde; atmosferdeki sera gazlarının birikimi ve partiküllerdeki artış, ozon tabakasındaki incelme gibi nedenlerle sıcaklık artışı söz konusu olacak ve iklim değişikliğe uğrayacaktır.
Yaşanan iklim değişikliği ile tarımsal faaliyetler, hayvan ve bitkilerin doğal yaşamlarında bir tahrip meydana gelecektir. Özellikle ısınmanın artması su kaynaklarında önemli bir değişim yaratacaktır. Belli bölgelerde su kayıpları olacak, belli bölgelerde su artışı olacak ve dengesiz bir şekilde litosferde gözle görülür değişimler yaşanacaktır. Tüm iklim değişikliklerinin temel anlamda ortak noktası ise; zamanın geçmesi ile yaşanan iklim değişikliklerinin atmosferdeki sera gazının emisyonlarındaki artıştan kaynaklanan küresel ısınma olacağı şeklindedir.
Atmosferdeki sera gazlarının oranı, 1750’li yıllarda başlayan sanayi devrimi sonrasında artmaya başlamış, karbondioksit oranı %40’lık bir artış göstererek 280 ppm’den 394 ppm’e ulaşmıştır. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’ne (IPCC) göre karbondioksit oranındaki artış öncelikle fosil yakıt kullanımından kaynaklanıyor. Kayda değer ikinci etken, başta ormansızlaşma olmak üzere arazi kullanımındaki değişimdir.
Küresel ısınmanın bir sonucu olan sera etkisi de iklim değişikliğinin önemli bir nedeni olacaktır. Sera etkisi dünyadan yansıyan güneş ışınlarının başta karbondioksit, su buharı ve metan olmak üzere atmosferde bulunan gazlar tarafından tutulmasına denir. Atmosfer tarafından emilen güneş ışınları bu sayede dünyanın ısınmasına neden olur.
Bilim dünyası, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini en aza indirmek için ortalama sıcaklıklardaki artışın azami 2°C ile sınırlanması gerektiğini belirtiyor. Bu hedefin tutturulması için atmosferdeki CO2 oranının 450 ppm seviyesini aşmaması gerekiyor.