Şirketler bütün planlarını daha fazla nasıl kar ederiz düşüncesi ile oluşturur. Gel gelelim elde ettikleri karı harcayacakları veya yatırım yapabilecekleri bir dünya bulamazlarsa o zaman iş değişir. Gerçekten de işin artık değiştiğini 2002 yılının Ocak ayında kabul eden şirketlerden 16 büyük ülke New York’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda bundan sonraki iş hayatlarında sürdürülebilirlik kriterlerine uygun olarak hareket edeceklerinin garantisini gösteren bir belgeye imza attı. Birleşmiş Milletler’ in yönlendirmesi ile gerçekleşen bu olay sonucu artık kar etmenin dışında başka bir sorumluluğun daha ortaya çıkmasına sebep oldu.
Bu 16 büyük şirket attıkları imza ile sürdürülebilir insani gelişim ve kalkınma ilkelerine uygun hareket edeceklerini taahhüt etmiş oldular. Tabii bu ilkeleri belirleyen bazı faktörler vardır ve bu faktörleri ölçebilmek ve denetleyebilmek gerekiyordu. İşte bu gereksinim sürdürülebilirlik endeksi kavramının doğuşunu sağladı.
2002 yılında 16 şirket ile imzalanan protokol aslında bugün bütün dünyaya yayılacak olan bir furyanın başlangıcını oluşturmuştur. Bugün özellikle global bir marka olarak dünyada faaliyet gösterebilmek için sürdürülebilirlik kriterlerini arka plana atarak ilerlemek imkansız hale gelmiştir. Her şirket üretim alanından tüketim zincirinin son halkasına kadar bu kriterlere uyarak markalarının varlığını sürdürmek zorundadır. Uluslar arası arenada en bağlayıcı sözleşmelerden biri olan Kyoto Protokülü’ne bugüne kadar 179 ülke imza atmıştır. Dolayısı ile bu protokolü imzalayan ülkelerdeki şirketler de getirilen kriterlere uygun hareket etmek durumundadır.
Dünya üzerinde bir petrol devi olan BP 1990 yılındaki verilere göre kendisinden kaynaklanan çevreye zararlı gaz salınımlarını % 10 oranında azaltmayı taahhüt etmiştir. Ve iş yapma biçimindeki önlemlerinin yanına enerji verimliliği kıstaslarını da ekleyerek 1998-2001 tarihleri arasında emisyon miktarını %10 oranında azaltmıştır.
Ayrıca BP alternatif enerjiler iş kolunu da tesisleştirmiş ve karbon salınımında azalmaya sebep olacak iş planlarını devreye almıştır.
Yine dünyada hızlı tüketim malları konusunda önde gelen firmalardan Unilever ortaya koyduğu vaatler sonucu 2000-2007 arasında üretilen maddelerden kükürt dioksit emisyonunu %93 azaltmış ve toplam su tüketiminde de %53 lük bir azaltım sağlamıştır.