Plastics News’in editörlerinden Donald Loepp, çalışmayı “etkileyici bir rapor” olarak nitelendirdi. Ayrıca şu ana kadar hiç kimsenin bu kadar kapsamlı bir çalışmaya imza atmadığına dikkat çekti. Çalışmadaki en önemli istatistik, plastik üretiminin son bin yıldaki hızlı artışı olmakla birlikte, son 13 yıl içerisinde üretilen plastik miktarının bir önceki yarım yüzyıla eşdeğer olması olarak göze çarpıyor.
“Plastik geri dönüşümü ekonomisi zayıf ülkelerde problem yaratıyor.”
Petrolün kullanımı ve yaygınlaşması ile birlikte, plastik üretimi de artmıştır. Petrolden plastik üretmenin kolay ve uygun fiyatlı olması, tek kullanımlık plastik poşetlerin ve diğer plastik malzemelerin de üretilmesi ve yaygınlaşmasına sebep olmuştur.
Ambalaj şu an en büyük plastik pazarı ve hala fosil yakıtlara bağlı. Güney Amerika ve Asya’da gelişmekte olan ülkeler, son yıllarda plastik tüketiminin büyük çoğunluğunu oluşturuyor. Bununla birlikte ekonomisi zayıf olan ülkelerde geri dönüşüm oranının düşük olması plastik atıkların her geçen gün daha da artmasına yol açıyor.
Plastik üretiminde çevreye daha az zarar verecek petrol dışında alternatifler de denendi. 20. yüzyılın başında, bilim adamları, bitki kökenli karbon bazlı moleküllerden yapılmış plastiklerle denemeler yaptı. Örneğin Henry Ford, 1941’de “soya fasulyesi otomobili” tasarladı. Otomobil, soya fasulyesinden yapılmış sert bir plastik katmandan oluşuyordu.
Günümüzde mısır nişastası gibi biyolojik materyalden üretilen biyoplastikler bulunuyor. Ancak bu gelişmelerin henüz petrol bazlı plastik üretimini tamamen bırakmak için yeterli olmadığı söyleniyor.