Rüzgar enerjisi, elektrik üretiminde çok önemli bir noktadır. Özellikle de ülkemiz bu konuda en şanslı ülkelerden biridir. Yıllık rüzgar potansiyeli, dünyadaki pek çok ülkeye göre çok fazladır. Bu potansiyel etkili bir şekilde kullanılırsa, toplam elektrik ihtiyacının önemli bir kısmı doğadan karşılanabilmektedir.
Rüzgar enerjisinden elektrik üretmek, oldukça basit bir mantığa dayanmaktadır. Elektrik üretimini gerçekleştiren türbinlerin hareketi için bir kuvvet gerekir. Barajlarda kuvvet olarak suyun gücü kullanılmaktadır. Rüzgar türbinlerinde de dönen kanatlar türbini hareket ettirmektedir. Kanat yapılarının geliştirilmesi ile, en ufak bir rüzgarda bile etkili bir dönüş gerçekleşebilmektedir. Elde edilen elektrik, jeneratörlerle birlikte şebekeye bağlanarak, dağıtım işlemi sağlanır.
Rüzgarın çok hızlı oluştuğu durumlarda, jeneratöre çok fazla güç biner. Bu gücün jeneratöre zarar vermemesi için türbinlerin çalışması durdurulur. Bazı dönemlerde de rüzgar hızı düşük olduğu için yeterli miktarda elektrik enerjisi üretilemez. İki durum arasındaki farkı dengelemek adına, enerjinin depolanması gereklidir.
Depolamada kullanılan yöntemlerden birisi de hava torbalarıdır. İskoçya’da su altında bulunan hava torbaları, 600 metre derinlikte ve 20 metre çapındadır. 700 MWh’a kadar enerji depolama kapasitesi bulunmaktadır. Üretilen fazla enerji bu torbalar içerisinde saklanarak, ilerleyen dönemlerde elektrik üretiminde kullanılmaktadır.
Okyanus Yenilenebilir Enerji Sisteminde, içi boş betondan yapılmış küreler okyanus zeminine yerleştirilerek, içerisine belirli miktarda su ekleniyor. Rüzgarın çok yoğun olduğu dönemlerde elde edilen fazla enerji, küre içerisindeki suyu boşaltmak için kullanılıyor. Rüzgar şiddetinin enerji üretmede yetersiz kaldığı zamanlarda da türbinlerin hareketi için küre içerisindeki su kullanılmaktadır. Bu şekilde her iki dönemde de enerjinin yeterli ölçüde üretimi sağlanmaktadır. Rüzgar enerjisinin depolanmasında son çalışmalar, hidrojen gazı üretimi üzerine gerçekleştirilmektedir. Suyun içerisindeki hidrojenin, rüzgar enerjisi ile ayrıştırılması işlemi ile hidrojen gazı eldesi planlanmaktadır. Elde edilen hidrojen gazı da, yakıt olarak kullanılarak elektrik üretiminde etkin rol oynayacaktır. Çalışmaların başarıya ulaşması durumunda, rüzgar enerjisi tüm potansiyeli ile kullanılmış olacak.