Küresel çapta karbondioksit emisyonlarının üç yıllık bir düşüşün ardından 2017'de yeniden yükseldiği belirtilen raporda, Paris İklim Anlaşması'nın temelini oluşturan Ulusal Katkı Beyanları'nın (NDC) iklim değişikliğiyle mücadelede yetersiz kaldığı tespiti yapıldı.
İklim değişikliği, karşılaştırabilir zaman dilimlerinde gözlenen doğal iklim değişikliğine ek olarak doğrudan veya dolaylı olarak küresel atmosferin bileşimini bozan insan faaliyetleri sonucu iklimde oluşan değişiklik olarak tanımlanır. Genel yaklaşımla iklim değişikliği, nedeni ne olursa olsun iklim koşullarındaki büyük ölçekli ve önemli yerel etkileri bulunan, uzun süreli ve yavaş gelişen değişikliklerdir.
Çoğu zaman küresel ısınma ile iklim değişikliği kavramları aynı anlamda kullanılmaktadır; ancak iki kavram arasında fark vardır. Küresel ısınma, dünyanın ortalama sıcaklık değerlerindeki iklim değişikliğine yol açabilecek artışı ifade eder. İklim değişikliği ise belirli bölgedeki mevsimlik sıcaklık, yağış ve nem değerlerindeki değişimleri ifade etmektedir.
Küresel iklim değişikliğinin temel nedenleri; nüfus artışı ve buna bağlı enerji tüketimi, toprak kullanımı, uluslararası ticaret ve ulaşım gibi diğer insan aktivitelerindeki artış ile sanayinin gelişmesidir. İklim değişikliğinin asıl nedeni küresel ısınmadır. Bunun sebebi ise atmosferdeki "sera gazlarının" artmasıdır. Sera gazı emisyonlarının insan faaliyetleri ile arttığı bilinmektedir. Karbondioksit (CO 2) en önemli sera gazı olup; araç egzozlarından, ısınma amaçlı yakılan yakıtlardan, fabrika bacalarından atmosfere bırakılmaktadır.
Yapılarında karbon ve hidrojen elementlerini bulunduran bu fosil yakıtlar, uzun süreçler içerisinde oluşmakta fakat çok çabuk tüketilmektedir. Dünyanın belirli bölgelerinde toplanmış bu yakıtların günümüz teknolojisiyle ¾'ünün yarısının çıkarılması imkânsız; diğer yarısının ise çıkarılması teknik olarak çok pahalıdır. Bu da fosil yakıtları yenilenemeyen ve sınırlı yakıtlar sınıfına sokmaktadır.
Güneş'ten gelen ışınların bir bölümü ozon tabakası ve atmosferdeki gazlar tarafından soğurulur. Bir kısmı litosferden, bir kısmı ise bulutlardan geriye yansır. Yeryüzüne ulaşan ışınlar geriye dönerken atmosferdeki su buharı ve diğer gazlar tarafından tutularak Dünya'yı ısıtmakta olduğundan yüzey ve troposfer, olması gerekenden daha sıcak olur. Bu olay, Güneş ışınlarıyla ısınan ama içindeki ısıyı dışarıya bırakmayan seraları andırır; bu nedenle de doğal sera etkisi olarak adlandırılır
Bireysel olarak, daha az motorlu taşıt sürüşü ve daha az uçak ile seyahat, geri dönüşüm ve koruma bir kişinin “karbon ayak izini” (bir kişinin atmosfere verdiği karbondioksit miktarını) azaltır. Daha büyük ölçekte, hükümetler karbondioksit ve diğer sera gazlarının emisyonlarını sınırlamak için önlemler almaktadır.
2016 yılında 175 ülke tarafından imzalanan Paris İklim Anlaşması ile, iklim değişikliği ile mücadele için küresel ölçekte bir çaba gösterildi. Anlaşmanın bir parçası olarak her ülke, sanayi sonrası küresel sıcaklık artışını iki derecenin altında tutmanın nihai amacı ile iklim değişikliği ile mücadele için önlemler almayı kabul etti.
Başka bir yöntem, bireylerin ve şirketlerin enerjiyi korumak ve daha az kirletmek için daha fazla teşvik edeceği şekilde, benzin üzerindeki karbon emisyonlarına veya daha yüksek verilere vergiler koymaktır.