Artan nüfusun beslenme ihtiyacının güvenli bir şekilde karşılanması ve gelecek nesillere yaşanılabilir bir dünya bırakılması açısından sürdürülebilir tarım ve gıda üzerine yapılan çalışmalar son yıllarda ivme kazanmıştır. Sürdürülebilir tarım, uzun vadede insanın ve çevrenin sağlığını düşünen tarım uygulamalarıdır. Bunun amacı doğal kaynakları korurken gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak, aynı zamanda tarımda verimliliği koruyarak ekonomiye olan katkısını arttırmak ve tarımla uğraşan kesimin refah seviyesini üst düzeylere çıkartmaktır.
Su, gıdada sürdürülebilirlikte en dikkat edilmesi gerekenler arasında ilk sıralarda yer alır. Gerek artan nüfusun suya olan ihtiyacı, gerekse tarımsal faaliyetlerin en önemli ihtiyacı olması su kaynaklarının hızla tükenmesine sebep olmaktadır. Su, hızlı ve düzensiz kentleşme dolayısıyla istemsiz bir şekilde yok olmaktadır.
Su kaynaklarını korumak amaçlı, su kaynaklarının bulunduğu bölgelere sanayileşme ve kentleşme yapılmamalıdır. Tarımda kullanılan veya kentsel su kaynaklarına sanayilerden atık sular salınmamalıdır. Yeraltı suları da kuraklıkta büyük etken olmaktadır. Yeraltı suları bilinçsiz ve aşırı şekilde çekilmektedir. Yeraltı sularının tüketilmesi o bölgede kuraklığa sebep olur.
Günümüzde toplumumuz ellerindeki her şeyi çok kolay bir şekilde tüketmeye alışkın durumda. Gerek teknolojik aletler gerekse gıdalar artık çok kolay vazgeçilir, çöpe atılır oldu. Her ürünün yenisini bulan insanoğlu eskisinden kolaylıkla vazgeçer oldu. Bizden sonra gelecek kuşakları hiç düşünmeden tüketim yapılır oldu.
Gıdaları ihtiyacımız ve tüketebileceğimiz kadar almak, gıdada sürdürülebilirliğin önemi adına atılmış bir adım olur. Her gün çöpe atılan ekmekler, Afrika’daki insanların iki günlük yiyecek ihtiyacını karşılamaktadır. Bu küçük örnek bile yapılan yanlışın ne kadar büyük sorunlara yol açtığını göstermektedir.
Araştırmalara göre her üç kişiden ikisi, sürdürülebilir sanayinin ve toplum bilincinin uygulanmasını düşünmekte. Üçte iki az bir oran olmamakla birlikte uygulayan toplum bir o kadar azdır. İnsanlar nasıl davranmalarını bildikleri halde bencillik yaparak geleceği tehlikeye atarlar. Sonuç olarak, toprak olmadan sürdürülebilirliği sağlamanız mümkün değil. Gıdanın yüzde 95’i topraktan geliyor. Toprağı görmezden gelme, hafife alma gibi bir şansımız yok.