Herhangi bir alanda atılan sürdürülebilirlik adımının, diğer alanlara olumlu ya da olumsuz etkilerinin olması neredeyse kaçınılmazdır. Bu sebeple, sürdürülebilirlik dikkatlice atılması gereken adımları içeren bir hedeftir. Sürdürülebilirlik, hem bir süreç hem de bir hedef olarak yorumlanmalıdır.
Bilinçli ve sorumlu gelişimin önemi toplumun her kesimi tarafından kavranıldığında ise, sürdürülebilir bir yaşam kaçınılmazdır. Dünya üzerinde yaşayan bütün topluluklar hayatları ile ilgili önemli kararları bir otoriteye bırakarak yaşarlar. Bu durum da devletlerin idare ettiği toplumlar karşısında bir takım sorumlulukları olmasını sağlamıştır. Devletler bünyesinde yaşayan vatandaşların hem bugününü hem de geleceğini düşünüp ona göre adımlar atmak zorundadır.
Küresel anlamda sürdürülebilirlikten bahsedecek olduğumuzda, öncelikle hiçbir devlet dünyadan bağımsız şekilde hareket etmemelidir. Bunun için Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, NATO gibi kuruluşların devlet adamlarını doğru yönlendirmeleri gerekir. Toplu katılım zorunluluğu olan protokoller ve ve protokol şartlarına uyulmaması halinde uygulanacak yaptırımlar adil ve şeffaf bir şekilde dünya halkları ile paylaşılmalıdır.
Yıllardır sürekli empoze edilen çöpleri yere atmama ve çevreye zarar vermeme gibi artık kült haline gelen olguları biraz daha sorgulamalı ve sebebini irdelemeliyiz. Mümkün olduğunca bu noktada sivil toplum örgütlerine katılmalı ve çevremizdeki diğer insanları da bilinçlendirmek için çalışmalar yapmalıyız. Özellikle geri dönüşüm konusunu daha detaylı ele almalıyız ve bu kavramı mümkün olduğu kadar fazla yaymak için çabalamalıyız.
Elektrik ve su tüketiminde gereksiz kullanımı azaltmak her ne kadar küçümsense de bunu kalabalık toplulukların yaptığını düşünürsek yaratacağı etkiyi de hesap etmemiz kolay olabilir. Ayrıca gıda tüketimimizi de gözden geçirmek daha faydalı olabilir. Günlük ihtiyaçlarımızı net şekilde ortaya koyarak, beslenme alışkanlıklarımızı gözden geçirmemiz hem sağlığımız açısından hem de tasarruf imkanı sunacağından hayatımızda çok şeyi değiştirebilir.
Küçük yaşlardan itibaren yetiştirdiğimiz bireylere tüketim konusunda dikkatli olmaları gerektiğini öğretmeliyiz. Unutulmamalıdır ki küçük yaşlarda edinilen alışkanlıklar yetişkin bireylerde davranışlara dönüşür. Bir yetişkinin davranışlarını değiştirmek, çocuklara o davranışı kazandırmaktan çok daha zordur. Sürdürülebilirlik için neler yapılabilir sorusuna cevap ararken ulaşım konusunu da mutlaka ele almamız gerekir. Yolların geniş ve kullanışlı olması herkesin araç sahibi olmasını gerektirmez.
Özellikle şehir içi ulaşımda bu durum kargaşaya sebep olmaktadır. Önemli olan toplu taşıma araçlarını kullanırken sağlıklı ve konforlu şekilde seyahat edebilmektir. Bu da trafik düzenlemelerinde toplu taşıma için kullanılan araçların daha iyi şartlara sahip olması için çalışma yapılması ile mümkün olacaktır.