Kullanılmış yağ, insan ve makinelerin kullanımı sonucu kimyasal olarak saflığını yitirip bozulmuş yağların genel adıdır. Bu yağlar; varillere doldurularak geri dönüşümü, yok edilmeyi veya eğer hala kullanılabilecek durumda ise tekrar kullanılmayı bekler.
Atık yağ ise; henüz kullanılmamış ancak çeşitli sebeplerden veya herhangi bir maddeyle etkileşime girerek yapısının bozulmasından ötürü kullanıma uygun bulunmayan yağlardır ve bunlar genel olarak tehlikeli atık kategorisine girer ve insan sağlığını tehlikeye sokar.
Yönetmelik gereğince; lokantalar, sanayi mutfakları, oteller, tatil köyleri, motel ve yemekhaneler, hazır yemek üretimi yapan firmalar ile diğer yerlerden çıkan bu atık yağlar İstanbul’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan lisans almış firmalar tarafından toplanması gerekmektedir.
Lisanslı taşıma aracı; beyaz renkte ve araç kasasının veya tankının her iki yüzünde yeşil renkte, dikey yüksekliği en az 20 cm olan Bitkisel Atık Yağ Taşıma Aracı ibaresi bulunacaktır. Taşıma araçlarının kasa veya tankları; sızdırmaz, koku önleyen ve kolaylıkla temizlenebilir bir sisteme sahip olması zorunludur.
Atık yağların taşınması sırasında araçlarda ulusal atık taşıma formu bulundurulması zorunludur. Araçlarda bulundurulacak ulusal atık taşıma formlarıyla ilgili olarak Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliğinin ilgili hükümleri uygulanır. Öncelikle bitkisel yağ tanımından bahsedelim. Bitkisel yağ; soya, mısır, ayçiçek vb bitkilerin tohumlarından elde edilen ve evimizde de sıkça kullandığımız yağların genel adıdır.
Bitkisel atık yağ ise, bitkisel ham yağ rafinerisinden çıkan yağlı topraklar, tortulu bitkisel yağlar, tesislerde makineler için kullanılmış olup artık kullanılamaz olan yağlara ve kızartma yağlarına verilen genel addır. Ülkemizde bitkisel yağların tüketimi sonucu ortalama 350 bin ton bitkisel atık yağ ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. Bitkisel atık yağların çevreye zararları oldukça fazladır. Ekotoksik olarak adlandırılan bu yağlar çevreyi kirletmekle birlikte o ortamdaki doğal yaşam alanına zarar vererek canlıların hayatını tehdit etmektedir; su yüzeyini kapatan yağlar sualtı canlılarının oksijenini kesmektedir. Ayrıca yeraltı suları ve kanalizasyon sularına karışan atık yağlar tıkanıklığa yol açmakta ve çözünemediği için taşlaşarak çevre kirliliğini artırmaktadır.
Bitkisel atık yağların kirlettiği atık sular arıtılamaz hale geldiğinde tatlı ve tuzlu su kaynaklarına karışarak türlerin devamlılığını da tehlikeye atmaktadır. Evsel bitkisel atık yağlar ise lavaboya döküldüğünde, diğer atıkların borulara yapışmasına sebep olarak boru tıkanıklıklarına yol açmaktadır.