Paris İklim Anlaşması, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi çerçevesinde sera gazları salınımını azaltmaya yönelik önlemleri içeren bir anlaşmadır. Anlaşma 22 Nisan 2016 tarihinde imzaya açılmıştır ve yeterli sayıda üye ülkenin imzalamasının ardından 4 Kasım 2016 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir. Anlaşma 195 üye ülke tarafından imzalanması bakımından, dünya tarihinde iklim değişikliği ile ilgili en geniş kabul görmüş anlaşma olma özelliğine sahiptir.
İklim değişimi hakkında yayınlanan 2018 raporuna göre dünya genelinde ülkelerin belirlediği 1500 civarında ulusal iklim değişikliği yasası ve politikası bulunduğu belirlenirken bunların 106 tanesi ise Paris Anlaşması‘nın yapıldığı 2015 yılının sonlarında kabul edilmiş. Yayınlanan raporda belirtildiği üzere Paris Anlaşması’nın yapılmasından itibaren konu ile ilgili olarak 106 tane yeni yasa kabul edilmiş ve bu yeni yasaların 28 tanesi direk Paris Anlaşması’na atıfta bulunur nitelikte. Kabul edilen yeni yasaların Paris Anlaşması ile tutarlı olup olmadığını belirlemek amacıyla daha fazla analiz yapılması gerektiğine dikkat çeken rapora göre, ülkelerin belirlemiş olduğu ulusal ve uluslararası uyumluluk aracılığı ile Paris Anlaşması’nda belirlenen hedeflere uymak önemlilik arz etmektedir. Gerekirse bu yasalar ile daha da sağlam hale getirilerek hukuksal bir boyut kazanabilir.
Bilindiği gibi anlaşma çerçevesinde, anlaşmaya taraf devletler, konulan hedefleri sağlamaya yönelik ne gibi tedbirler aldıklarını ve bunların sonucunda hedeflerini ne ölçüde başardıklarını özetleyen raporlar yayınlayacaklardır. Bu bağlamda ülkeler tarafından ilan edilen yeni yasa ve politikalar aracılığı ile Paris Anlaşması’nın hedefe ulaşılabilirliğine büyük katkılar sunacaktır. Rapora göre iklim değişimi hakları birbirine uyumlu olmasını sağlayan yeni hukuksal vakaların da ortaya çıkmasına dikkat çekilmektedir. Bu vakalar ülkelerin belirlemiş olduğu sera gazı emisyon miktarlarının iklim değişimi üzerine yapmış oldukları etkileri içine almaktadır.
Paris iklim anlaşması çerçevesinde, özellikle gelişmekte olan ülkelerin gerekli önlemleri alabilmeleri adına, bir fon kurulması ve burada biriken paraların, gelişmekte olan ülkelerde sera gazı salınımını azaltmaya yönelik projelere aktarılması da hedeflenmektedir. Bu çerçevede, 2020 yılına kadar yıllık 100 milyar dolar miktarında paranın gelişmekte olan ülkelere yönlendirilmesi hedeflenmektedir. Fonda şu ana kadar 10 milyar dolar civarında para toplanmıştır.