Yeşil ofis olma yolundaki süreçlerden biri de raporlama evresi oluyor. Yeşil ofis sözleşmesine tabi olan her kurum 3 ayda bir hedefleri ve nasıl ilerledikleri ile ilgili raporları WWF’ye sunuyor. Raporlama 1 yıl devam ediyor. Bu süreç sonunda da ofisin denetimi yapılıyor ve istenilen hedeflere ulaşıldıysa da Yeşil Ofis Diploması alınıyor. Daha sonra belirli kurallara tabi olarak yeşil ofis logosu kullanılıyor. Yine belirli kurallar dâhilinde yeşil ofis uygulamalarına dair diğer kurumlar ile iletişimde bulunulabiliyor. Bir yıl sonunda, yeni bir diğer yıl hedefleri belirlenmek üzere WWF ile yeniden bir araya geliniyor.
Yeşil ofis olmak için her şeyden önce bireysel çabalar en önemli yeri tutuyor. Gün içinde enerji harcarken kullandığımız bütün makineleri, yemek yeme alışkanlıklarımızı, temizlik alışkanlıklarımızı değiştirerek hem yeşil ofise hem de kendi yaşamımıza katkı da sağlayabiliyoruz.
İlk önce ofis içinde gün ışığından daha fazla yararlanmak enerji kullanımını oldukça azaltıyor. Gereksiz aydınlatmadan kaçınılması ve tasarruflu ampul kullanılması da enerji tasarrufu konusunda öne çıkıyor. Ofis kâğıtlarının her iki yönünün de kullanılması oldukça fazla kâğıt tasarrufu sağlıyor. Bu yöntem ile hem maliyet neredeyse yarı yarıya düşürülüyor hem de ormanlar korunmuş oluyor.
Kâğıtların geri dönüşümlü olması da yine çevre tahribatını önlemede ofis için önemli bir alışkanlık olarak yer alıyor. Isıtma ve soğutma sistemlerinin de gereksiz yere çalıştırılmaması yeşil ofis uygulamaları arasında var. Ofisin iyi izole edilmiş olması da ısı tasarrufunu sağlamada oldukça önemli. Ofisteki ambalaj atıklarının ayrılıp geri dönüşüme gönderilmesi de yeşil ofis için yapılan uygulamalardan biri.