Aniden bastıran şiddetli yağışlar, rekor kıran sıcaklık değerleri, kuraklık, büyük orman yangınları artık sıkça duyduğumuz şeyler haline geldi. Ülkemizde de özellikle İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlerdeki bilinçsiz kentleşme yeni yağış formlarına uygun değil. Yağmurlardan sonra göle dönen şehirler betonlaşamaya devam ederse tehlike daha da büyüyecek.
Doğal seyrinde ilerlemeyen mevsimsel geçişler ve bunun etkilediği diğer tabiat olayları hayatı ciddi şekilde tehdit etmekte, özellikle hayvanlar bu konudan daha çok etkileniyor, bir çok hayvanın nesli tükendi veya tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. Bunun nedenleri de değişen iklimden dolayı buzulların erimesi ya da betonlaşmadan dolayı hayvanların doğal yaşamı olan ormanlık alanların tahribatından dolayı yaşam alanlarının tükenmesi.
NASA’nın küresel ısınma uzmanlarından Dr. Tımothy Hall, tüm dünyanın iklim değişikliği kıskacı altında olduğunu özetlerken, Türkiye için de önemli uyarılar yapıyor. Hall, İstanbul özelinde sorulan “Küresel ısınmanın yanında çarpık yapılaşma ve betonlaşmanın bu tür hava olaylarında etkisi ne?” sorusunu “Pek çok şehirde sel ve su baskınlarının nedeni aşırı yağıştan çok beton” olarak cevaplıyor. Hall’ın cevabını sorduğum Prof. Dr. Dalfes benzer şeyler anlatıyor: “İklim hiçbir şekilde değişmiyor olsa da betonlaşma ne kadar artarsa yağan suyun toprağa sızmasını da o kadar engellersiniz. O zaman da su dışarda kalır, akmaya çalışır ve sel olur. Bir de buna yağışlardaki yapısal değişiklikler eklenince tablo daha da kötüleşiyor.”
İklim değişikliğini kabul edip buna göre devam etmemiz gerektiğini söyleyen Dalfes, sözlerini şöyle sürdürüyor: “20-30 yıldan beri bütün istatistikler bu değişikliği gösteriyor. Yağışlardaki farklı davranışlar da bu durumu bariz hale getirdi. İklimle başımızın belaya girmesi için iklimin değişmesine gerek yok. Siz eğer sistemlerinizi iklimin yıldan yıla olan değişkenliğine uygun şekilde dizayn etmezseniz zaten başınız derde girecek.”