Elektrikli araçlar, şu an için benzinli ve dizel araçlar gibi bir kaç dakika içerisinde deposunu dolduramamakta. Araçlarda bulunan bataryaların dolum süreleri bir kaç saat ve daha fazlasını bulmakta. Bu nedenle istasyonlarda araçlarının şarj olmasını bekleyen elektrikli araç sahiplerinin vakit geçirebilmeleri için çeşitli olanaklar sunulması düşünülmekte. İstasyon içi kafe, market ve sınırsız internet imkânının olduğu alanlardan spor ve kültür etkinliklerine kadar 45-50 dakikalık şarj süresini aktif olarak kullanabilme imkanı sağlayan yenilikçi istasyonlara dönüşüm gerekiyor. Söz konusu istasyonların sağlayacağı enerjinin ileriki yıllarda tamamen yenilenebilir kaynaklardan sunulması elbette herkesin hayalini süsleyen bir düş olsada, şimdilik bir kısmının bu kaynaklardan elde edilmesinin gündemde olması bile memnun edici.
Artacak elektrik ihtiyacının mevcut kaynaklardan temini daha fazla elektrik ihtiyacını ortaya çıkaracağından ötürü özellikle termik santral gibi çevreyi olumsuz etkileyebilecek üretim mekanizmalarının daha fazla çalışmasına neden olmadan, şarj istasyonlarında kurulabilecek yeşil enerjili çatılar ve uygun noktalarda rüzgâr enerjilerinden elektrik sağlanması söz konusu olacak. Bu sayede içten yanmalı motorların kullanımına bağlı karbon monoksit gazlarının doğaya salınımı engellenirken diğer yandan da çevreci çözüm olan elektrikle hareket alan motorlara temiz elektrik enerjisi sağlanmış olacak.
Dolayısı ile elektrikli otomobil kullanımına bağlı olarak artacak elektrik ihtiyacı yeşil enerji diye adlandırılan çevreci kaynaklardan elde edildiğinde, her adımda çevreyi daha fazla koruyan ve enerji temini konusunda devlete yük bindirmeyen bir yol haritası izlenmiş olabilecek. Sağlanacak enerji üretimleri, tüketimin önüne geçebilirse bu sayede yenilenebilir enerji kaynakları, çevreci olmayan diğer seçeneklerin kullanımını azaltabilecek. Ayrıca şarj istasyonlarının kurulumu ile birçok yeni iş imkânı ve istihdam süreçleri de gündeme gelmiş olacak.