Tarihte Sürdürülebilirlik Kavramı

Sürdürülebilirlik kelime anlamı olarak; üretkenlik ve çeşitliliğin devamlılığı sağlanırken, daimi olabilme yeteneğini korumak olarak tanımlanır. Kamuoyu küresel anlamda sürdürülebilirlik kavramıyla, Birleşmiş Milletler bünyesinde çalışan Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu’nun 1987 yılında yayımlamış olduğu “Ortak Geleceğimiz” adlı rapor ile tanışmıştır. Rapor sürdürülebilirlik kavramını: “İnsanlık; doğanın gelecek kuşakların gereksinimlerine cevap verme yeteneğini tehlikeye atmadan, günlük ihtiyaçları temin ederek, kalkınmayı sürdürülebilir kılma yeteneğine sahiptir” şeklinde tanımlamıştır.

Sürdürülebilir kavramı sadece doğa için değil pek çok farklı alanda da kullanılmaktadır. Ülkemizde çoğunlukla borsa ve imalat alanında sürdürülebilirlik kavramı dikkat çekmektedir. Şirketler sürdürülebilirlik endeksi oluşturarak bu kavramı kullanmaktadır. Bunun dışında sürdürülebilir kalkınma, sürdürülebilir kalkınmada iş dünyası ve sanayi, sürdürülebilir kalkınmada bilgi ve iletişim, biyoçeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kalkınma, iklim değişikliği ve sürdürülebilir kalkınma, yönetişim ve sürdürülebilir kalkınma olarak birçok proje karşımıza çıkmaktadır. Sürdürülebilirlik kavramının tarihçesi yaklaşık kırk seneye yakın bir zamana dayansa da hala kullanılmaktadır.

Doğada hiçbir kusur bulunmadığı gibi doğaya zarar verecek, yok edecek ürünler de üretilmemeli, doğa teknoloji uğruna yok edilmemelidir. Bir nevi kalkınma olarak bakılacak olan sürdürülebilirlik kavramı her anlamda gelişimi sağlayan bir proje kavram olarak gözlemlenebilmektedir. Sürdürülebilirlik kavramının en çok kullanıldığı alan çevre olsa da bu bakış açısı dünyada her türlü alanda kullanılabilmektedir. Türkiye’de de genelde borsa ve imalat doğa ile birleştirilerek sürdürülebilirlik kavramı olarak ortaya çıkarılmaktadır. Sürdürülebilirlik kavramının tarihçesi de aslında çok uzak değildir. Çevre için gerçekleştirilmesi beklenen düzenlemeler ilk olarak 1970 yılında uluslararası alanda yapılmıştır. Amaç çevreyi geleceğe hazırlamak, doğayı tehdit edecek olası durumlardan uzak durmak olarak bilinmektedir.

Doğa adına ortaya çıkarılmış sürdürülebilirlik kavramının amacı bir bakıma doğadaki yoksulluğu azaltmak, doğal kaynaklardan yararlanırken dünyadaki eşitliği sağlamak, en önemlisi çevre dostu teknolojilerin ortaya çıkarılmasına zemin hazırlamak, nüfus kontrolünü de sağlamaktadır. Çevre adına sürdürülebilirlik kavramının uygulamasının sağlanması oldukça önemli olarak görülmektedir.
Birleşmiş Milletler bildirgesinde asıl amaç insanlığın gelişmesine doğanın katkıda bulunmasını sağlamaktır. Yapılan yeni gelişmelerde de doğaya zarar vermeden bunların gerçekleşmesini sağlamak oldukça önemlidir. Sürdürülebilir projeler arasında sadece doğanın ve insanın arasındaki ilişkiler değil birçok farklı projeler de yapılmaktadır. Yapılan bu çalışmalar pek çok katkı sağlamaktadır.