Birincil enerji kaynakları olan fosil yakıtlar, petrol bazlı yakıtlar gitgide tükeniyor ve bu durum gelecek zaman için büyük endişe uyandırıyor. Çünkü alternatifleri çoğalmazsa ve bu yakıtlar tüketilerek biterse geriye enerjisiz ve yakıtların yan ürünlerinden dolayı kirlenmiş bir dünya kalacak. Bunun için dünyanın her yerinde yenilenebilir ve sürdürülebilir enerji konusunda girişimler gün geçtikçe artıyor ve böyle olması başka projelerin de hayata geçirilmesi için teşvik edici oluyor. Bu yeni ve hayata geçirilmiş projelerden biri de kendi enerjisini üreten stadyum.
Amerikan futbol takımı olan Atlanta Falcons’a ait ve LEED Platinum sertifikasına sahip Mercedes-Benz Stadyumu kendi enerjisini kendisi üretiyor. HOK’un tasarladığı bu stadyum Amerika’daki ilk resmi LEED Platinum sertifikasına sahip stadyumu oldu. Ayrıca bu stadyum 88 puan ile en yüksek LEED skorunu elinde bulunduruyor. Stadyum alanı 185 metrekare ve açılabilir bir çatıya sahip. Sürdürülebilir hayata geçişin öneminin sürekli vurgulandığı bu dünyada hem su hem ışık hem de enerji koruması yapması açısından oldukça güzel bir örnek bu stadyum.
4000 tane güneş paneli içeriyor ve toplamda 22 oyuna yetecek kadar elektrik enerjisi üretebiliyor. Ayrıca bu kadarla da kalmıyor. Yağmur suyu toplama sistemlerini içinde barındırıyor ve sudan yüzde 47 tasarruf etmeyi sağlayan koruma panelleri bulunduruyor. Stadyumun yanındaki otopark için ayrılmış yeşil bölge sadece amacı doğrultusunda kullanılmayacak. Sahada oyun olmadığı zamanlarda çeşitli etkinlikler için de kullanılabilecek. Sadece maçlardaki enerjiden tasarruf değil ayrıca gelen insanların tasarrufu da göz önüne alınmış. Elektrik ile çalışan araca sahip olanlar için özel şarj istasyonları kurulmuş. Yayalar için yürüyüş yolları yapılmış ve metro hattı stadyum önündeki geniş alana bağlanmış.