Maalesef ki dünyada yaşanan, insanların bilinçsizce yerleşmesi, tüketmesi, tahrip etmesi, denetimsiz sanayileşmesi yüzünden yok olan bu doğal ortamlar binlerce canlıyı da beraberinde götürüyor. Sanayi devriminden beri süregelen çevre koruma fikrinin gelişimi hala tam olarak sonuçlanmış değil. O zamandan bu yana pek çok insan bilinçlenmiş ve faaliyet göstermiş olmasına rağmen tüketim çılgınlığı yüzünden seslerini duyuramamıştır. Enerji, ambalaj kağıdı, karton, kağıt gibi birçok materyalin üretilmesi için her gün onlarca ağaç kesiliyor, doğal ortamlarımız yok oluyor. Ayrıca durmaksızın artan dünya nüfusu içerisinde yerleşim yerleri oluşturmak işin binlerce hektar ormanlık alanlar yok ediliyor. İnsanların para kazanma isteklerinin yaşamsal ihtiyaçlarının önüne geçtiği artık bir gerçek.
Binlerce yıldır içerisinde yaşadığımız doğaya hak ettiği değeri gösteremiyor olmamız büyük bir hata.
Çevreyi korumak için gereken maddi kaynakların, ülkelerin elinde halihazırda var olması ancak önceliklerini doğru belirleyemeyen hükümetler yüzünden daha önemsiz konulara ayrılması ne acı! Dünyada çevreyi korumak için kurulmuş binlerce vakıf ve derneğe insanlar maalesef düşman gözüyle bakıyor. Yapılan çalışmalar, özellikle ülkemizdeki destek içler acısı. Her yıl yapılan onlarca etkinlik, protesto ve gösterilerdeki katılımcı kıtlığı inanılacak gibi değil. Yaşadığımız dünyayı korumaktan aciz olmak hepimizin yüzünü kızartmalı.
Yıllardır süregelen bu kıyımın karşısında durmak insanlığın en büyük görevi. Ne yazık ki ülkemizde yapılan bilinçlendirme çabaları yeterince etki göstermiyor. Ülkemizde ağaç kesmek, doğal ortamları tahrip etmek neredeyse özendiriliyor. Vakıflar ve derneklerin ötesinde, bu eğitim ve bilinçlendirme projesini aile içerisinde başlatmak gerekiyor. Ardından okullarda yapılan etkinlilerle desteklenerek bireylerin doğayı koruma fikrini tamamen benimsemeleri gerekiyor. Bu konuda hem aileye hem de eğitimcilere büyük sorumluluklar düşüyor. Okullarda maalesef ikinci planda kalan bu tür konular, eksikleri nedeniyle yıllar içinde dünyayı kötü bir sona sürüklüyor. Çevre koruma fikri kendiliğinden var olup süregelmesi gereken bir davranış aslında. Nasıl evlerimizi koruyor, temizliyorsak aynı şekilde yaşadığımız dış ortamın da temiz ve betonlaşmadan kalmasını sağlayabilmemiz gerekiyor. Yoksa kaliteli yaşamın veya tümden yaşamanın sonunu elimizle getirmiş olacağız. Şu an görmek istemediğimiz, kabullenemediğimiz yanlışın acısını ileride bizden sonraki nesillere yaşatacağız.