İklim değişikliği ve küresel ısınma sadece çevresel etkileri olan bir sorun değil, aslında tüm dünyanın yüzleşmesi gereken bir kaos halidir. Global ölçekte oluşacak ciddi bir iklim değişikliği, sel ve taşkınların kontrolü, orman alanlarının korunması ve kirliliğin kontrolüne yönelik giderleri şişirmek suretiyle devlet bütçelerinin hacmini artırabilir; tarımsal ürün miktarında ve emek verimliliğinde değişiklikler meydana getirerek dış ticaret hadlerini değiştirebilir; tarımsal üretimi, emek verimliliğini ve doğal kaynakları azaltarak iktisadi büyüme hızını yavaşlatabilir ve nihayet fiyatları artırarak, sel ve taşkınlara yol açarak, kirliliği şiddetlendirerek ve çeşitli sağlık sorunlarına neden olarak toplumsal refah ve yaşam kalitesini geriletebilir.
İklim değişikliği insanların her türlü faaliyeti üzerinde ciddi değişiklikler meydana getirme potansiyeline sahiptir. Dünyanın her tarafında doğal kaynaklar ve geçim vasıtaları üzerinde dramatik değişikliklerin oluşması aşağıda yer alan sosyo-ekonomik sorunların ortaya çıkmasına yol açabilir.
İklim değişikliklerinin en rahatsız edici yönü, bu değişiklikler sonucu ortaya çıkan sorunlardan yoksulların diğer kişilere göre daha orantısız bir biçimde etkilenmesi ve gelir dağılımındaki mevcut farklılıkların artmasıdır. Yetersiz teknoloji, katılım ve kurumlar nedeniyle iklim değişikliğinden daha çok etkilenen yoksul kesimler, tarım ve yerleşim için ormanların azalmasına neden olarak iklim değişikliğinin şiddetlenerek artmasına da katkıda bulunurlar.
İktisadi kalkınmanın yapısı ve büyüklüğü ile iklim değişikliğinin kaynağı olan sera gazları emisyonu arasında yakın bir ilişki vardır. Hizmetler sektörü ağırlıklı bir ekonomiye kıyasla enerji-materyal yoğun malların üretildiği bir ekonomide sera gazları emisyonu daha fazladır. İklim değişikliğinin tarım, su arzı ve eko-sistemler üzerindeki olumsuz etkisi iktisadi faaliyetlerin ve kalkınmanın sürdürülmesini tehlikeye atmaktadır.
İklim değişikliği, salgın hastalıkların artmasına yol açarak, ısı dalgalarının oluşmasına neden olarak, hava koşullarındaki değişkenliği artırarak ve havanın kalitesini azaltarak ciddi sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına yol açar. Global iklim değişiklikleri sonucunda oluşacak su kıtlığı ve kuraklık sonucu belirli bölgelerin insan yerleşimine uygun bir yer olmaktan çıkması kıtasal göçleri ve su savaşlarını gündeme getirebilir.