Günümüzde dünyanın fosil yakıt ile çalışan araç - gereçler yerine yenilenebilir enerji ve çevre dostu çözümlere ihtiyacı var. Bu konulardaki her gelişim günlük hayatın daha temiz ve doğal yaşanmasını sağlıyor. Her bir gelişimin hitap ettiği farklı alanlar var; temizlik, hava kirliliğini önleme, az yakıtla uzun ve ucuz ulaşım gibi. Bu günlük hayat faktörlerinden en önemlisi ulaşım. Çünkü petrolün en çok kullanıldığı alan arabalar ve benzeri taşıtlar. Eğer bütün bu taşıtlar için alternatif enerji tüketim yolları düşünülürse ve uygulanırsa çevreyi korumak ve doğayı temizlemek daha çok mümkün olur.
Ulaşım alanında yaşanmış en köklü yenilik bilindiği gibi elektrikli arabalardı. Şimdi artık hidrojen ile çalışan trenler de bu yenilik sınıfına dahil edilmeye hazırlanılıyor. Hidrojen dünya üzerinde bulunabilirliği en fazla olan elementtir. Hidrojen molekülü oldukça kararlıdır ve iki hidrojen arasındaki bağı kırmak ortaya muazzam bir enerjinin çıkmasını sağlar.
Çok temiz bir enerji kaynağı olan ve suyun elektrolizi ile kolayca üretilebildiği için hidrojen enerjisini kullanma ve depolama alanındaki çalışmalar artarak devam ediyor. Ama trenlerde kullanılan bu teknolojide su ayrıştırılmıyor aksine su buharı olarak yan ürün çıkıyor. Bir hidrojen tankı enerji olarak kullanılıyor ve bu tank ile tren 1000 km yol alabiliyor. Ayrıca hızı da saatte 140 km’ye kadar çıkabiliyor.
Treni tasarlayan firmanın açıklamalarına göre ‘iLint’ adını verdikleri tren diğer dizel bazlı trenlere nazaran yüzde altmış daha gürültüsüz ve diğer trenlerle aynı yol-hız-yakıt performansına sahip. Yenilenebilir enerjide dünya markası olmaya aday Almanya bu fırsatı kaçırmamış ve şirket ile sözleşme imzalayıp 2021 yılının sonlarına kadar üretilecek 14 adet yeni hidrojenle çalışan yolcu treni almış. Bu trenlere Coradia iLint adı veriliyor. Bu trenler karbon emisyonu yapmayıp yan ürün olarak da sadece su buharı üreterek çevre dostu hareketi destekleme konusunda çığır açar nitelikte.