Mimaride Yeni Dönem

Hızla tükenen kaynaklar göz önüne alındığında sürdürülebilir mimarlık ve etkin enerji kullanımı tasarımlarının önemini sürekli artırmaktadır. Teknolojik gelişmeler, fosil yakıtların eko sisteme verdikleri zararları önleme çabalarını beraberinde getirmiş ve bu süreçte rüzgar enerjisi kavramı hayatımıza girmiştir. Yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde rüzgar ve güneş enerjisi en sık başvurulan yollardandır. Diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına göre üzerlerinde daha fazla proje üretilen ve hayata geçirilen sistemlerdendirler. Rüzgar enerjisi potansiyellerinden mimaride yeteri kadar yararlanılmaması bu yönde sürdürülebilir mimari alanında yeni çalışmaların başlamasına da sebep olmuştur. Böylelikle sürdürülebilir mimarlık anlayışı ile yenilenebilir enerji kaynakları kavramını yapılarda birleştirmek söz konusu olacaktır.

Dünyaya baktığımızda, gelişmiş ülkelerin tamamı artık mimaride sürdürülebilirlik üzerine çalışmalar yapmaktadırlar ve yeni yapılan  yapılarda yüksek binalarda rüzgar türbinlerini görmek mümkündür. Dolayısı ile şehir dışına konuşlanan büyük rüzgar türbinlerinin yerini zamanla binaların üstünde kolaylıkla konuşlanan küçük rüzgar türbinleri almıştır. Aynı zamanda binalarda rüzgar bacası kullanılarak enerji verimliliğinin artırılması projeleri de mimaride oldukça ses getirmiş ve bu projeler ile de son derece ilgilenilmiştir.

Mimaride kullanılan rüzgar türbinlerini üç farklı şekilde değerlendirmek de mümkündür. Binadan bağımsız olarak konuşlanan rüzgar türbinlerine en güzel örnek bağımsız çiftlikler şehir dışı kırsal kesimlerde kurulu rüzgar türbinlerini bu alana örnek vermek oldukça doğru olacaktır.

Bir diğer şekil ise binalara monte şeklinde kullanılan rüzgar türbinleridir. Bunlar yüksek binalara monte edilerek rüzgar enerjisinin elde edilmesini sağlamaktadır. Binalara bazı mimari özellikler eklenerek de bu rüzgar türbinlerine yardımcı olunabilmektedir. Örneğin rüzgar türbinlerinin etrafına kanatlar yerleştirilmesi bu yönde yapılmış bir uygulamadır.

Çok kısa bir süre sonra çatısı ve pencereleri güneş panellerinden oluşan ve üzerinde minik rüzgar türbinleri olan binalar kendi elektriğini ve ısıtma sistemini oluşturacak, çeşitli teknolojik araçlarla depolanan yağmur sularıda binaların su ihtiyaçlarının büyük bölümünü karşılayarak binalar tamamen kendilerine yetebilen hale geleceklerdir.