Açık denizlerdeki balıkçılık, pek çok balık neslinin tükenmesine yol açtığı gibi doğal ekosistemin de dengesini yitirmesine neden oluyor. Üstelik açık denizlerde yapılan balıkçılığın yüzde 84’lük kısmı beş ülke tarafından gerçekleştiriliyor. Okyanuslar her zaman balıkçılık yapılan alanlar oldu. Ancak bazı bölgeler diğerlerine oranla çok daha hareketli.
Araştırmacılar konuya el attı ve yetmiş binin üzerinde balıkçı teknesini izledi. Ve küresel balıkçılık faaliyeti haritasına ulaşıldı. Bu harita balıkçılığın denizleri ne kadar etkilediğini ve hangi ülkelerin bu etkilerden sorumlu olduğunu gün yüzüne çıkarıyor. Dünyada büyük ayak izi bırakan eylemlerden biri de hiç şüphesiz balıkçılık. Gezegen yüzeyinin üçte ikisini kaplayan okyanuslarda 2016 yılı sürecinde yüzde 55’lik bir alanda endüstriyel balıkçılık yapıldı. Bununla birlikte dünya topraklarında tarım ve otlatma yapılan alan yalnızca yüzde 34’lük kısımdan ibaret.
Elektronik izleme sistemleri ile takip edilen gemiler, seyir defterleri ve yerleşik gözlemcilerden alınan veriler bu haritanın oluşturulmasında büyük katkı sağladı. Bununla birlikte yaklaşık 15 yıldır ticari ölçekli gemilerin kaza yapmalarını engellemek için otomatik tanımlama tesisleri de bulunuyor. Bu telsizler de söz konusu izleme sürecinde oldukça faydalı doneler sundu.
Araştırma 2012 ve 2016 yılları arası dönemi kapsıyor ve tam 22 milyar AIS pozisyonunun incelenmesi ile oluşturuldu. Özellikle hareketliliğin olduğu bölgeler Güney Amerika, Batı Afria kıyaları ve Kuzeydoğu Atlantik Okyanusu olarak saptandı.
Bu ülkeler balıkçılığın ayak izlerinin takip edilmesi sürecinde kilit ülke konumundalar. Çünkü okyanus balıkçılığının yüzde seksenbeşinden sorumlular. Uluslararası alanda yapılan koruma çalışmaları bu araştırmanın ardından yeniden şekillenebilir. Okyanus sıcaklığının her geçen gün yükselmesi ve açık denizlerde artış gösteren insan faaliyetleri koruma çalışmalarına yönelik adımların da hızla artmasına yol açıyor.